Yeni maaş modeli: öğretmenler için artış mı, yoksa ek yük mü?
Yeni maaş modeli: öğretmenler için artış mı, yoksa ek yük mü?

Öğretmenlerin maaşlarının ders saatine göre değil, çalışma saatine göre belirlenmesi konusu tartışma gündemine oturdu.
Bu fikir, Milli Meclis’in son oturumunda “Genel Eğitim Hakkında” kanuna önerilen değişikliklerin görüşülmesi sırasında Bilim ve Eğitim Bakan Yardımcısı İdris İsayev’in konuşmasında dile getirildi.
Bakan Yardımcısı, sertifikasyon süreci tamamlandıktan sonra, öğretmen maaşlarının artırılmasına yönelik farklı yolların değerlendirileceğini belirtti.
Görüşmede katılımcıların en çok merak ettiği konular, öğretmen maaşlarının artırılmasında ne gibi yeniliklerin yapılabileceği ve çalışma düzeninde ne tür değişikliklerin uygulanabileceği oldu.
Bilim ve Eğitim Bakanlığı Basın Servisi’nden yapılan açıklamada, öğretmenlerin maaş sistemine yönelik yeniliklerin şu anda tartışma aşamasında olduğu bildirildi.
“Öğretmenlerin sertifikasyon sürecinin birinci aşaması tamamen tamamlandıktan sonra bu konuda öneriler sunulacaktır,” ifadelerine yer verildi.
Bilindiği üzere, öğretmenlerin sertifikasyonu her beş yılda bir gerçekleştiriliyor. Sertifikasyonun ilk aşaması (ilk beş yılı) 2026 yılında tamamlanacak.
Eğitim uzmanı Elçin Efendi yaptığı açıklamada, maaşların çalışma saatine göre belirlenmesi sisteminin uygulanması hâlinde bunun belli ölçüde özel ders faaliyetlerini azaltabileceğini söyledi:
“Ülkemizde bazı öğretmenlerin haftalık ders saati 18–36 saat arasında, çoğunda ise 18–24 saat arasındadır. Genel olarak ders saati haftada 20–24, resmi çalışma saati ise 35–40 saat arasındadır. Şu anda maaşlar genellikle verilen ders saatine göre hesaplanıyor; ancak yeni teklife göre artık çalışma saatine göre hesaplanacak.
Bence bu teklif kabul edilirse olumlu sonuçlar doğuracaktır. Öncelikle öğretmen maaşlarında bir miktar artış olacaktır. İkincisi, öğretmenlerin evrak işleri önceki dönemlere göre biraz azalacaktır. Üçüncüsü, özel ders faaliyetleri belirli ölçüde sınırlandırılacaktır. Çünkü yeni teklife göre öğretmenler, eğitim kurumundaki çalışma saatleri bitene kadar okulda kalmak zorunda olacaklar. Geleneksel olarak ise ders saatleri biter bitmez kurumdan ayrılıp evde veya kiralanan bir yerde özel ders vermeye başlanıyordu,” dedi Efendi.
Uzman ayrıca, dünyanın çoğu ülkesinde öğretmen maaşlarının çalışma saatine göre hesaplandığını vurguladı:
“ABD, Finlandiya, Japonya gibi ülkeleri örnek gösterebiliriz. Örneğin, Finlandiya’da haftalık resmi çalışma süresi 32–36 saat arasındayken, ABD’de bu süre 40–45 saat arasındadır.
Bu durum, öğretmenlerin derslerden sonra kişisel gelişimlerine, ertesi günün planlamasına ve benzeri çalışmalara zaman ayırmalarına olanak tanıyor. Olumsuz yön olarak yalnızca, alınan kararın yanı sıra öğretmenlerin evrak işlerini sürdürme gerekliliği gösterilebilir. Bunun dışındaki tüm yönler, olumlu bir adım olarak değerlendirilebilir,” diye vurguladı Efendi.

Öğretmenlerin maaşlarının ders saatine göre değil, çalışma saatine göre belirlenmesi konusu tartışma gündemine oturdu.
Bu fikir, Milli Meclis’in son oturumunda “Genel Eğitim Hakkında” kanuna önerilen değişikliklerin görüşülmesi sırasında Bilim ve Eğitim Bakan Yardımcısı İdris İsayev’in konuşmasında dile getirildi.
Bakan Yardımcısı, sertifikasyon süreci tamamlandıktan sonra, öğretmen maaşlarının artırılmasına yönelik farklı yolların değerlendirileceğini belirtti.
Görüşmede katılımcıların en çok merak ettiği konular, öğretmen maaşlarının artırılmasında ne gibi yeniliklerin yapılabileceği ve çalışma düzeninde ne tür değişikliklerin uygulanabileceği oldu.
Bilim ve Eğitim Bakanlığı Basın Servisi’nden yapılan açıklamada, öğretmenlerin maaş sistemine yönelik yeniliklerin şu anda tartışma aşamasında olduğu bildirildi.
“Öğretmenlerin sertifikasyon sürecinin birinci aşaması tamamen tamamlandıktan sonra bu konuda öneriler sunulacaktır,” ifadelerine yer verildi.
Bilindiği üzere, öğretmenlerin sertifikasyonu her beş yılda bir gerçekleştiriliyor. Sertifikasyonun ilk aşaması (ilk beş yılı) 2026 yılında tamamlanacak.
Eğitim uzmanı Elçin Efendi yaptığı açıklamada, maaşların çalışma saatine göre belirlenmesi sisteminin uygulanması hâlinde bunun belli ölçüde özel ders faaliyetlerini azaltabileceğini söyledi:
“Ülkemizde bazı öğretmenlerin haftalık ders saati 18–36 saat arasında, çoğunda ise 18–24 saat arasındadır. Genel olarak ders saati haftada 20–24, resmi çalışma saati ise 35–40 saat arasındadır. Şu anda maaşlar genellikle verilen ders saatine göre hesaplanıyor; ancak yeni teklife göre artık çalışma saatine göre hesaplanacak.
Bence bu teklif kabul edilirse olumlu sonuçlar doğuracaktır. Öncelikle öğretmen maaşlarında bir miktar artış olacaktır. İkincisi, öğretmenlerin evrak işleri önceki dönemlere göre biraz azalacaktır. Üçüncüsü, özel ders faaliyetleri belirli ölçüde sınırlandırılacaktır. Çünkü yeni teklife göre öğretmenler, eğitim kurumundaki çalışma saatleri bitene kadar okulda kalmak zorunda olacaklar. Geleneksel olarak ise ders saatleri biter bitmez kurumdan ayrılıp evde veya kiralanan bir yerde özel ders vermeye başlanıyordu,” dedi Efendi.
Uzman ayrıca, dünyanın çoğu ülkesinde öğretmen maaşlarının çalışma saatine göre hesaplandığını vurguladı:
“ABD, Finlandiya, Japonya gibi ülkeleri örnek gösterebiliriz. Örneğin, Finlandiya’da haftalık resmi çalışma süresi 32–36 saat arasındayken, ABD’de bu süre 40–45 saat arasındadır.
Bu durum, öğretmenlerin derslerden sonra kişisel gelişimlerine, ertesi günün planlamasına ve benzeri çalışmalara zaman ayırmalarına olanak tanıyor. Olumsuz yön olarak yalnızca, alınan kararın yanı sıra öğretmenlerin evrak işlerini sürdürme gerekliliği gösterilebilir. Bunun dışındaki tüm yönler, olumlu bir adım olarak değerlendirilebilir,” diye vurguladı Efendi.


