Kira bedelinden kesilen vergi: hukuki düzenleme
Kira bedelinden kesilen vergi: hukuki düzenleme

Kira ilişkileri, Azerbaycan Cumhuriyeti’nde vergi yükümlülükleri açısından her zaman güncelliğini koruyan ve uygulamada sıkça sorulara yol açan konulardan biridir. Bu ilişkiler çerçevesinde en çok dikkat çeken hususlardan biri kira bedelinden kesilen vergi ve bu verginin hesaplanma yöntemidir. Konuyu muhasebeci Farid Zalov açıklıyor.
Kira ilişkileri, taraflar arasında yapılan kira sözleşmesi temelinde düzenlenir. Sözleşmede kira bedelinin vergi dahil ya da vergi hariç olarak belirtilmesi, vergi tutarının hesaplanmasına doğrudan etki eder. Bu açıdan tarafların anlaşması ve sözleşmede bu durumun açıkça belirtilmesi önemli mali ve hukuki anlam taşır.
Vergi Kanunu’nun 13.2.16.11 ve 13.2.16.12 maddelerine göre, Azerbaycan Cumhuriyeti’nde kullanılan taşınabilir malların kiralanmasından elde edilen gelir ile Azerbaycan’daki taşınmaz mallardan elde edilen gelir — bu mallardaki payların devrinden doğan gelir dahil — Azerbaycan kaynaklı gelir olarak kabul edilir.
Vergi Kanunu’nun 99.3.3 maddesine göre, mülkün kiralanmasından elde edilen gelir, girişimcilik dışı faaliyetlerden elde edilen gelir olarak değerlendirilir. Kanunda, doğrudan kaynaktan vergi kesintisi ifadesiyle, gelir ya da kâr elde edilmeden önce verginin hesaplanıp ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Mevzuata göre, bir gerçek kişiden mülk kiralayan tüzel veya gerçek kişi, kira bedelinden gelir vergisini ödeme kaynağında kesmek zorundadır. Bu durumda kiracı, vergi tutarını hesaplayarak ilgili meblağı devlet bütçesine öder ve sadece kalan kısmı mülk sahibi gerçek kişiye öder.
Vergi Kanunu’nun 124. maddesinde belirtilmiştir ki, taşınabilir ve taşınmaz mülklerin kira bedelinden veya bir mukim ya da gayrimukimin Azerbaycan’daki daimî temsilciliği tarafından ya da onun adına ödenen telif gelirlerinden elde edilen gelir, bu Kanun’un 13.2.16 maddesine uygun olarak Azerbaycan kaynaklı ise, ödeme kaynağında %14 oranında vergi kesilir.
Kira bedeli, vergi mükellefi olarak kayıtlı olmayan bir gerçek kişi tarafından ödendiğinde, mülk sahibi ya da onun tayin ettiği vergi temsilcisi bu maddeye uygun olarak %14 oranında vergi öder ve Kanun’un 33. ve 149. maddelerine uygun şekilde vergi kaydına alınarak beyanname verir.
Bu süreci daha açık hale getirmek için iki farklı sözleşme örneğine bakalım:
Örnek 1: Sözleşmede kira bedeli vergi dahil olmak üzere 1.000 manat olarak belirtilmiştir. Bu durumda kiracı, ödeme kaynağında 140 manat vergi kesintisi yapar ve yalnızca 860 manatı mülk sahibi gerçek kişiye öder (Madde 124 – Ödeme kaynağında kira bedelinden vergi kesilmesi):
1.000 × %14 = 140 manat;
Gerçek kişiye ödenen tutar:
1.000 - 140 = 860 manat.
Örnek 2: Sözleşmede kira bedeli vergiler hariç olmak üzere 1.000 manat olarak belirtilmiştir. Bu durumda, belirtilen 1.000 manat tamamen gerçek kişiye ödenir. Kiracı ise ek olarak 162.79 manat vergi hesaplayarak öder. Burada öncelikle vergiler dahil kira bedeli hesaplanır:
1.000 ÷ 0.86 = 1.162,79 manat;
1.162,79 × %14 = 162,79 manat.
Gerçek kişiye ödenen tutar:
1.162,79 - 162,79 = 1.000 manat.

Kira ilişkileri, Azerbaycan Cumhuriyeti’nde vergi yükümlülükleri açısından her zaman güncelliğini koruyan ve uygulamada sıkça sorulara yol açan konulardan biridir. Bu ilişkiler çerçevesinde en çok dikkat çeken hususlardan biri kira bedelinden kesilen vergi ve bu verginin hesaplanma yöntemidir. Konuyu muhasebeci Farid Zalov açıklıyor.
Kira ilişkileri, taraflar arasında yapılan kira sözleşmesi temelinde düzenlenir. Sözleşmede kira bedelinin vergi dahil ya da vergi hariç olarak belirtilmesi, vergi tutarının hesaplanmasına doğrudan etki eder. Bu açıdan tarafların anlaşması ve sözleşmede bu durumun açıkça belirtilmesi önemli mali ve hukuki anlam taşır.
Vergi Kanunu’nun 13.2.16.11 ve 13.2.16.12 maddelerine göre, Azerbaycan Cumhuriyeti’nde kullanılan taşınabilir malların kiralanmasından elde edilen gelir ile Azerbaycan’daki taşınmaz mallardan elde edilen gelir — bu mallardaki payların devrinden doğan gelir dahil — Azerbaycan kaynaklı gelir olarak kabul edilir.
Vergi Kanunu’nun 99.3.3 maddesine göre, mülkün kiralanmasından elde edilen gelir, girişimcilik dışı faaliyetlerden elde edilen gelir olarak değerlendirilir. Kanunda, doğrudan kaynaktan vergi kesintisi ifadesiyle, gelir ya da kâr elde edilmeden önce verginin hesaplanıp ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Mevzuata göre, bir gerçek kişiden mülk kiralayan tüzel veya gerçek kişi, kira bedelinden gelir vergisini ödeme kaynağında kesmek zorundadır. Bu durumda kiracı, vergi tutarını hesaplayarak ilgili meblağı devlet bütçesine öder ve sadece kalan kısmı mülk sahibi gerçek kişiye öder.
Vergi Kanunu’nun 124. maddesinde belirtilmiştir ki, taşınabilir ve taşınmaz mülklerin kira bedelinden veya bir mukim ya da gayrimukimin Azerbaycan’daki daimî temsilciliği tarafından ya da onun adına ödenen telif gelirlerinden elde edilen gelir, bu Kanun’un 13.2.16 maddesine uygun olarak Azerbaycan kaynaklı ise, ödeme kaynağında %14 oranında vergi kesilir.
Kira bedeli, vergi mükellefi olarak kayıtlı olmayan bir gerçek kişi tarafından ödendiğinde, mülk sahibi ya da onun tayin ettiği vergi temsilcisi bu maddeye uygun olarak %14 oranında vergi öder ve Kanun’un 33. ve 149. maddelerine uygun şekilde vergi kaydına alınarak beyanname verir.
Bu süreci daha açık hale getirmek için iki farklı sözleşme örneğine bakalım:
Örnek 1: Sözleşmede kira bedeli vergi dahil olmak üzere 1.000 manat olarak belirtilmiştir. Bu durumda kiracı, ödeme kaynağında 140 manat vergi kesintisi yapar ve yalnızca 860 manatı mülk sahibi gerçek kişiye öder (Madde 124 – Ödeme kaynağında kira bedelinden vergi kesilmesi):
1.000 × %14 = 140 manat;
Gerçek kişiye ödenen tutar:
1.000 - 140 = 860 manat.
Örnek 2: Sözleşmede kira bedeli vergiler hariç olmak üzere 1.000 manat olarak belirtilmiştir. Bu durumda, belirtilen 1.000 manat tamamen gerçek kişiye ödenir. Kiracı ise ek olarak 162.79 manat vergi hesaplayarak öder. Burada öncelikle vergiler dahil kira bedeli hesaplanır:
1.000 ÷ 0.86 = 1.162,79 manat;
1.162,79 × %14 = 162,79 manat.
Gerçek kişiye ödenen tutar:
1.162,79 - 162,79 = 1.000 manat.