Bankalar, offşor şirketlerden alınan mal ve hizmetleri hangi durumlarda vergilendirmez?
Bankalar, offşor şirketlerden alınan mal ve hizmetleri hangi durumlarda vergilendirmez?

Vergi avantajı tanınan bölgelere ve ülkelere yapılan ödemeler, Vergi Kanunu’nun 125-1. maddesine göre kaynakta vergiye tabidir. Ancak, mevzuatın gerekliliklerine göre bazı durumlarda bankalar bu vergiyi kesmemelidir. Bu durumları ve yasal dayanakları uzman Anar Bayramov açıklıyor.
Vergi Kanunu’nun 13.2.16.14-2 maddesinin 5. bendine göre, vergi dairesinde kayıtlı olmayan gerçek kişiler tarafından, vergi avantajı tanınan ülkelerde veya bölgelerde kişisel tüketim amacıyla mal (hizmet, iş) alımı, taşınır ya da taşınmaz mülk edinimi ile ilgili olarak Azerbaycan Cumhuriyeti sınırları dışında yapılan ödemeler, Vergi Kanunu’nun 125-1. maddesine uygun şekilde kaynakta vergilendirilmez.
Örnek 1: Diyelim ki bir vatandaş, vergi avantajı tanınan bir bölge sayılan Monako’ya seyahat ediyor. Seyahati sırasında kişisel kullanımı için Monako’dan bilgisayar ekipmanı satın alıyor ve ödemeyi banka kartı aracılığıyla gerçekleştiriyor. Bu durumda ödeme, vergi avantajı tanınan bölgede bulunan bir şirkete yapılmış olsa da, Vergi Kanunu’nun 13.2.16.14-2 maddesinin 5. bendine göre banka, aracı olarak bu transferden kaynakta vergi kesintisi yapmaz ve bütçeye ödemez.
Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir ayrım var: söz konusu maddede “vergi avantajı tanınan ülkelerden veya bölgelerden” değil, “vergi avantajı tanınan ülkelerde veya bölgelerde” kişisel tüketim amacıyla mal alımı; yine “vergi avantajı tanınan ülkelere veya bölgelere” değil, “vergi avantajı tanınan ülkelerde veya bölgelerde” ödeme yapıldığında ibaresi yer alıyor. Yani, vatandaş kişisel tüketimi için bir mal ya da hizmeti fiziksel olarak vergi avantajı tanınan bölgede bulunduğu sırada alır ve ödemeyi de o bölgede banka kartı ile nakitsiz şekilde yaparsa, Vergi Kanunu’nun hükmüne göre banka, aracı olarak kaynakta vergi kesintisi yapamaz.
Eğer vatandaş, kişisel tüketimi için vergi avantajı tanınan ülkeye gitmeden orada bulunan bir şirketten sipariş vererek mal alırsa ve bu malın bedelini banka aracılığıyla öderse, banka bu ödemeden Vergi Kanunu’nun 125-1. maddesine uygun şekilde kaynakta vergi kesintisi yapmalıdır.
Örnek 2: Diyelim ki bir vatandaş, kişisel tüketimi için vergi avantajı tanınan bir bölge sayılan Hong Kong’dan 20.000 Amerikan Doları değerinde bir otomobil sipariş ediyor ve tedarikçi firma aracı Azerbaycan’daki müşterisine gönderiyor. Vatandaş, tedarikçi firmanın sunduğu belgeler doğrultusunda bankadan ödeme yapmak istiyor. Bu durumda banka, Vergi Kanunu’nun 125-1. maddesine göre %10 oranında, yani 2.000 Amerikan Doları tutarında kaynakta vergi kesip bunu bütçeye aktarmalıdır.
Ancak denetim sırasında sıkça karşılaşılan bir durum şudur ki, bankalar bu tür ödemeler sırasında vatandaş tarafından vergi avantajı tanınan ülke veya bölgelere yapılan ödemelerden, yanlış şekilde Vergi Kanunu’nun 13.2.16.14-2 maddesinin 5. bendi gerekçe gösterilerek vergi kesintisi yapmamaktadır. Bu da yerinde vergi denetimleri sırasında bankalar açısından ciddi mali yaptırım riskleri doğurmaktadır.

Vergi avantajı tanınan bölgelere ve ülkelere yapılan ödemeler, Vergi Kanunu’nun 125-1. maddesine göre kaynakta vergiye tabidir. Ancak, mevzuatın gerekliliklerine göre bazı durumlarda bankalar bu vergiyi kesmemelidir. Bu durumları ve yasal dayanakları uzman Anar Bayramov açıklıyor.
Vergi Kanunu’nun 13.2.16.14-2 maddesinin 5. bendine göre, vergi dairesinde kayıtlı olmayan gerçek kişiler tarafından, vergi avantajı tanınan ülkelerde veya bölgelerde kişisel tüketim amacıyla mal (hizmet, iş) alımı, taşınır ya da taşınmaz mülk edinimi ile ilgili olarak Azerbaycan Cumhuriyeti sınırları dışında yapılan ödemeler, Vergi Kanunu’nun 125-1. maddesine uygun şekilde kaynakta vergilendirilmez.
Örnek 1: Diyelim ki bir vatandaş, vergi avantajı tanınan bir bölge sayılan Monako’ya seyahat ediyor. Seyahati sırasında kişisel kullanımı için Monako’dan bilgisayar ekipmanı satın alıyor ve ödemeyi banka kartı aracılığıyla gerçekleştiriyor. Bu durumda ödeme, vergi avantajı tanınan bölgede bulunan bir şirkete yapılmış olsa da, Vergi Kanunu’nun 13.2.16.14-2 maddesinin 5. bendine göre banka, aracı olarak bu transferden kaynakta vergi kesintisi yapmaz ve bütçeye ödemez.
Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir ayrım var: söz konusu maddede “vergi avantajı tanınan ülkelerden veya bölgelerden” değil, “vergi avantajı tanınan ülkelerde veya bölgelerde” kişisel tüketim amacıyla mal alımı; yine “vergi avantajı tanınan ülkelere veya bölgelere” değil, “vergi avantajı tanınan ülkelerde veya bölgelerde” ödeme yapıldığında ibaresi yer alıyor. Yani, vatandaş kişisel tüketimi için bir mal ya da hizmeti fiziksel olarak vergi avantajı tanınan bölgede bulunduğu sırada alır ve ödemeyi de o bölgede banka kartı ile nakitsiz şekilde yaparsa, Vergi Kanunu’nun hükmüne göre banka, aracı olarak kaynakta vergi kesintisi yapamaz.
Eğer vatandaş, kişisel tüketimi için vergi avantajı tanınan ülkeye gitmeden orada bulunan bir şirketten sipariş vererek mal alırsa ve bu malın bedelini banka aracılığıyla öderse, banka bu ödemeden Vergi Kanunu’nun 125-1. maddesine uygun şekilde kaynakta vergi kesintisi yapmalıdır.
Örnek 2: Diyelim ki bir vatandaş, kişisel tüketimi için vergi avantajı tanınan bir bölge sayılan Hong Kong’dan 20.000 Amerikan Doları değerinde bir otomobil sipariş ediyor ve tedarikçi firma aracı Azerbaycan’daki müşterisine gönderiyor. Vatandaş, tedarikçi firmanın sunduğu belgeler doğrultusunda bankadan ödeme yapmak istiyor. Bu durumda banka, Vergi Kanunu’nun 125-1. maddesine göre %10 oranında, yani 2.000 Amerikan Doları tutarında kaynakta vergi kesip bunu bütçeye aktarmalıdır.
Ancak denetim sırasında sıkça karşılaşılan bir durum şudur ki, bankalar bu tür ödemeler sırasında vatandaş tarafından vergi avantajı tanınan ülke veya bölgelere yapılan ödemelerden, yanlış şekilde Vergi Kanunu’nun 13.2.16.14-2 maddesinin 5. bendi gerekçe gösterilerek vergi kesintisi yapmamaktadır. Bu da yerinde vergi denetimleri sırasında bankalar açısından ciddi mali yaptırım riskleri doğurmaktadır.